YOZGAT (AA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Suriye'nin kuzeyinde, bölgede yaşanan istikrarsızlıktan, iç çatışmadan, güvensiz ortamdan istifade ederek, orada bir terör koridoru oluşturma gayreti var. Biz her defasında ABD'li yetkililere görüşmelerimizin her seferinde, PYD'nin ve YPG'nin, PKK terör örgütünün birer uzantısı olduğunu ve burada yaklaşık 3 bin 500 tır dolusu silahın bunlara aktarıldığını, bu silahların kimlere karşı kullanılacağını hep sorduk, sorguladık. Bu bölgede bir terör koridoru oluşturulmasına Türkiye izin vermez. Biz buna karşıyız, karşı olmanın gereklerini de yaptık, bundan sonra da yapacağız." dedi.
Bozdağ, Yozgat'ın Çekerek ilçesinde katıldığı toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi kararlarını bugüne kadar kendi aldığını, bundan sonra da almaya devam edeceğini söyledi.
Suriye ile Türkiye arasında 910 kilometre sınır olduğunu dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:
"Suriye'nin kuzeyinde, bölgede yaşanan istikrarsızlıktan, iç çatışmadan, güvensiz ortamdan istifade ederek, orada bir terör koridoru oluşturma gayreti var. Biz her defasında ABD'li yetkililere görüşmelerimizin her seferinde, PYD'nin ve YPG'nin, PKK terör örgütünün birer uzantısı olduğunu ve burada yaklaşık 3 bin 500 tır dolusu silahın bunlara aktarıldığını, bu silahların kimlere karşı kullanılacağını hep sorduk, sorguladık. Bu bölgede bir terör koridoru oluşturulmasına Türkiye izin vermez. Biz buna karşıyız, karşı olmanın gereklerini de yaptık, bundan sonra da yapacağız. Bunu çok net söylüyorum. O bölgede milletimizin ve devletimizin güvenliğini tehdit edecek gelişmelere ve risklere Türkiye'nin izin vermesini hiç ama hiç kimse beklememeli. Fırat Kalkanı Harekatı ile bu konudaki tutumumuzun laf olmadığını ve bir gerçek olduğunu ortaya koyduk ve hem terör örgütü PKK, PYD, YPG'ye hem de DEAŞ'a karşı en etkili bir mücadele yöntemini seçtik, gereğini yaptık. Şimdi oradayız."
- "Terör örgütlerini orada tahkim ediyorlar"
Bozdağ, İdlib'te Suriye'nin değişik yerlerinden göç etmek zorunda kalan 3 milyon civarında kişi olduğunu belirterek, "Orada Heyet Tahrir Şam diye bir terör örgütü var. Örgüt, orada hakimiyet kurmak istiyor ve terör koridorunu oluşturmak isteyen güçler de orayla Afrin'i birleştirip Akdeniz'e doğru giden bir koridor açmak istiyorlar. Terör örgütlerini orada tahkim ediyorlar. Türkiye hükümeti, elbette devletini ve milletini tehdit eden bu gelişme karşısında yapması gerekeni yapacaktır. Şu anda askerimiz İdlib'dedir. Niçin; huzur, barış, güven ve istikrarı temin etmek için. Çatışmasızlık bölgesini tahkim etmek için." ifadelerini kullandı.
İran, Rusya ve Türkiye'nin Astana'da bir araya geldiğini ve böyle bir karar aldığını hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede uluslararası meşruiyeti de gözeterek bu adımı attı. Hem Türkiye'ye gelecek göç akımını durdurmak hem Heyet Tahrir Şam ve benzeri terör örgütlerinin yuvalanmasını önlemek, oradan uzaklaştırmak hem PYD, YPG, PKK terör örgütlerinin oradan Afrine'e doğru gidişine ve terör koridoru oluşturmasına engel olmak hem DEAŞ'ın Türkiye'ye ve bölgeye dönük terör saldırılarını önlenmek. Sınırlarımızı güvenlik altına almak, orada çatışmasızlık bölgesini fiilen oluşturmak ve bunu denetlemek ve gözetlemek için Türkiye oradadır. İşbirliği içerisinde oradadır."
- "Elbette adım atacağız"
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Şimdi Kılıçdaroğlu çıkmış 'Oradan şehitler gelirse onun sorumluluğu, Sayın Cumhurbaşkanımızı kastederek Erdoğan'dadır' diyor. Peki yurt dışına asker gönderme tezkeresi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylandı mı? Onaylandı. CHP'nin Genel Başkanı olarak sen ve ekibin bu tezkereye 'evet' diyeceğinizi açıkladınız ve 'evet' dediniz mi? Dediniz. Şimdi niye başka bir laf söylüyorsunuz. Buradan vatandaşlarımızı istismar etmek için bunu söylüyorsunuz. Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir konuda Türkiye adım atmayacak mı? Orada bir terör koridorunun oluşmasına izin mi vereceğiz, göz mü yumacağız? Elbette adım atacağız, elebette oraya ülkemizin hukukunu korumak için gideceğiz. Gittiğimizde de eğer bir şey olduğunda onun karşısında elbette mücadelemizi yapacağız. Bu ülke için, bu millet için ve güvenliğimiz için bu ülkenin evlatları mücadelenin alasını yaptıkları gibi şahadete de gaziliğe de seve seve her zaman koştular, bundan sonra da koşacağız. Hep beraber koşacağız. Neden? Buralarda huzur içerisinde yaşamak için her yerde huzuru temin etmek de bizim görevimiz.
Ama şimdi başka bir şey söylüyor. O zaman elimizi kıpırdatmayacağız demektir. 'Kuzey Suriye'de ne olursa olsun dönüp bakmayacağız, Irak'ta ne olursa olsun dönüp bakmayacağız.' Bunların mantığı bu, 'görmeyin, duymayın, elinizi oraya atmayın, adım adım gelsinler.' Yarın Ankara'ya gelir, böyle bir şey olabilir mi? Terör örgütleriyle, PKK ile ve diğer terör örgütlerine destek veren çevrelerle milletvekilleri de beraber oluyor. Ama buradan şunu çok net söylüyoruz, kim kiminle beraber olursa olsun biz milletimizle beraber olmaya, milletimiz ve devletimizin hukukunu bedeli ne olursa olsun korumaya ve o bedeli ödemeyi de en büyük şeref görmeye devam edeceğiz."