ANKARA (AA) - İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı iş birliğinde, 36. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında ATO Congresium'da "Sosyo-Ekonomik Boyutu ile İş Sağlığı ve Güvenliği" temalı program düzenlendi.
Programa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Muhittin Bilge, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye KAMU-SEN Genel Başkanı Önder Kahveci, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Ticaret Borsası Başkanı Faik Yavuz katıldı.
Bilgin, programdaki konuşmasında, iş sağlığı ve güvenliğinin önemli bir mesele olduğunu belirterek, işçi sağlığı için iş yeri şartları ve iş sürecinin sağlıklı olması gerektiğini söyledi.
Bu konuda iş yeri sahipleri ile yöneticilerine büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden Bilgin, kamunun da bu sorumlulukların yerine getirilip getirilmediğini her aşamada denetlemesi gerektiğine işaret etti.
"Hedefimiz, iş yerinin ihmalleri konusunda 0 tolerans ve 0 can kaybı"Bilgin, Bakanlık olarak emeği korumanın birinci görevleri olduğunu dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Dolayısıyla hedefimiz, iş yerinin ihmalleri konusunda 0 tolerans ve 0 can kaybı. Bir canın kaybedilmesinin nasıl bir duygu olduğunu, bir ocağa nasıl ateş düştüğünü ancak onu yaşayanlar bilir. Bu konuda emeği, çalışanları koruyacak bütün tedbirleri almak, uygulatmak ve denetlemek bizim sorumluluğumuzdadır. Pandemi döneminde denetimler her konuda olduğu gibi biraz askıya alınmıştı. Bunu sıklaştırdık ve biraz önce söylediğim gibi ihmale 0 tolerans. Can kaybına imkan aralayacak hiçbir kapı, hiçbir aralık bırakmayacağız. Bu konuda tavrımız kesin. Denetimleri de bu bakımdan kanunun her aşamasında uygulamanın sorumluluğunu üstleneceğiz ve Genel Müdürlüğümüz de bu konuda bütün imkanlarını seferber edecek. Burada taviz yok."
Herhangi bir inşaatta ya da tersanede meydana gelen can kaybının, bu süreçlerde rol alan başta kendisi olmak üzere herkesin ihmali anlamına geleceğini belirten Bilgin, sorumluların adalet önünde hesap vermesi için konunun takipçisi olacaklarına dikkati çekti.
Bilgin, dünyanın salgının yanı sıra ekonomik krizle karşı karşıya kaldığına işaret ederek, bu sorunun, enflasyon ve hayat pahalılığına neden olduğunu vurguladı.
Türkiye'deki enflasyonun en önemli sebebinin, dünyada enerji fiyatlarındaki artış olduğunu dile getiren Bilgin, kamu olarak bunun vatandaşın gündelik tüketimine yansımaması konusunda ciddi tedbirler aldıklarını aktardı.
Nükleer santrali olmayan, doğal enerji kaynaklarını üretmeyen bir Türkiye'de enflasyonun yaratacağı sarsıntıyı herkesin tahmin edebileceğini vurgulayan Bilgin, Türkiye'nin nükleer enerji üretimi konusunda ciddi yatırımının olduğunu hatırlattı.
"Çalışanlarımıza dönük koruyucu politikaları uygulamaya sokmak durumundayız"Bakan Bilgin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Enflasyon karşısında özellikle çalışanlarımızı, işçilerimizi, emekçilerimizi, kamu personelini ve emeklilerimizi koruyacak tedbirleri almak durumundayız. Elbette enflasyonun kontrol altına alınması için uygulanan politikalar belli bir müddet içerisinde bunu kontrol altına alacak, enflasyonda düşüşü sağlayacak. Bunlar önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak gelişmelere bağlı olacak. Ama bütün bunlara bağlı olarak biz de çalışanlarımıza dönük koruyucu politikaları uygulamaya sokmak durumundayız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamayı hatırlatan Bilgin, "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bu zaten bir ilke olarak önümüzde duruyor. Biz de çalışmalarımızı bu yönde yoğunlaştırdık. Yani önümüzdeki 6 aylık enflasyon değerlendirmesini yaptığımız zaman çalışanlarımızı, emekçilerimizi, kamu personelini ve özellikle de emeklilerimizi enflasyon karşısında koruyacak kapsamlı düzenlemeler yapacağız. Kimsenin endişesi olmasın. Çalışanlarımızı, emeklilerimizi, emekçilerimizi koruyacak programları hazırlıyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Tamamlandığı zaman kamuoyumuzla paylaşacağız." diye konuştu.
"Bu ayın sonunda bitirmiş olacağız"3600 ek gösterge çalışmalarına da değinen Bilgin, "Memur Sendikaları Konfederasyonumuz ile son bir toplantı yapacağız. O toplantıdan sonra nihai değerlendirmemizi yaparak bu ayın sonunda bitirmiş olacağız. Kamu personelinin 3600 ek göstergeden faydalanması konusunda en kapsayıcı düzenlemeyi yapacağımızı ifade etmek isterim." dedi.
Bilgin, 3600 ek gösterge çalışmasını tamamladıktan sonra sözleşmeli personelin sorunlarını ele alacaklarını ve bunları çözeceklerini kaydetti.
Türkiye'nin ekonomik sorunlara karşı sosyal politikaları devreye sokmakta tereddüt etmediğini belirten Bilgin, görevleri çerçevesinde uygulanabilecek bütün adımları gözden geçirdiklerini, çalışanları, emekçileri, emeklileri enflasyonun tahribatına maruz bırakmayacak şekilde koruyacaklarını anlattı.
Attıkları her adımın arkasında Türkiye'nin üretim gücü olduğuna işaret eden Bilgin, Türkiye'nin geçen ay 23 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirdiğini anımsattı.
Bakan Bilgin, "Bütün milletimize şu mesajı vermek istiyorum, Türkiye, önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Bugün enflasyon, konjonktürel bir sorundur. Yarın başka sorunlar olabilir ama Türkiye, artık dünyanın her tarafına üretim yapıp mal, ürün ve hizmet satarak gücünü gösterecek bir haldedir ve karşısına çıkan bütün sorunları yenebilecek bir ülkedir. Kimse endişe etmesin." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Orhan Onur Gemici