ANKARA (AA) - Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) ile Hacettepe Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından "Trump yönetimi altında İran'la yapılan nükleer anlaşmanın değerlendirilmesi ve beklentiler" isimli panel düzenlendi.
AVİM Konferans Salonunda gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan AVİM uzmanlarından Dr. Turgut Kerem Tuncel, İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilmenin ABD lideri Donald Trump'ın dünyada kaygı uyandıracak ilk kararı olmadığını belirtti. Trump'ın eski ABD Başkanı Barack Obama yönetiminde alınan başka kararlardan da vazgeçtiğini hatırlatan Tuncel, Küba'ya yaptırımların kaldırılması ve Paris İklim Anlaşmasından çekilme kararlarını sıraladı.
Fransa, Almanya ve İngiltere'nin, ABD'nin İran kararından memnun olmadığını belirten Tuncel, Avrupa Birliği ülkelerinin anlaşmanın devam etmesi için çabaladıklarını, İsrail ve Suudi Arabistan'ın ise Trump'ı kararında desteklediklerini anlattı.
Tuncel, Ankara'nın da, Avrupa Birliği ülkeleri gibi çekilme kararından derin kaygı duyduğunu söyledi. İran ile Türkiye'nin ekonominin yanı sıra birçok alanda ilişkileri olduğunu söyleyen Tuncel, bunun de sadece iki ülkeye değil aynı zamanda tüm bölgeye olumlu etkilerinin olduğunun altını çizdi.
- "Trump'ın en iyi olma hayali önemli rol oynuyor"
Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Şebnem Udum ise ülkelerin, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun şartlarına bağlı kalarak barışçıl şekilde nükleer enerji faaliyetleri yürütme hakkı olduğunu dile getirdi.
Udum, bu çerçevede nükleer görüşmelerine 2006'da ABD, Çin ve Rusya'nın katıldığını ve bu görüşmelerde İran'ın tüm uranyum geliştirme faaliyetlerini kesmesinin istendiğini, İran'ın da bunu reddettiğini anlattı.
Hasan Ruhani'nin liderliğinde 2013'te tekrar başlatılan görüşmelerde yaptırımlara son verilmesi kararı alındığını söyleyen Udum, söz konusu dönemde İranlı yetkililerin uluslararası müzakere deneyimi kazandığına da dikkat çekti.
Udum, Trump'ın dış politika kararlarında Amerika'nın askeri, siyasi, ekonomik, teknolojik ve kültürel anlamda en iyisi olma hayalinin önemli bir rol oynadığının altını çizerek, "Trump, İran'la yapılan nükleer anlaşmayı Amerika'nın çıkarlarına uygun olmadığını düşünerek reddetti ve şimdiye kadar yapılan en kötü anlaşma olarak niteledi. Diplomasinin geçerli olmadığını düşündü ve bu kararı aldı." değerlendirmesini yaptı.
Anlaşmanın olmamasının, İran ile daha az iş birliği anlamına geleceğini söyleyen Udum, şunları kaydetti:
"İran bölge için bir tehdit olarak nitelendiriliyor ve rejim değişmeden bu tehdidin bitmeyeceği söyleniyor. Bu durum İran'ın da Kuzey Kore gibi Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'ndan (NPT) çekilmesine neden olabilir. Kuzey Kore'nin iyi bir örnek değil, kötü bir örnek olduğunu düşünüyorum. İran, ardından nükleer seçeneği düşünebilir ve bu durum AB'nin kaybettiği ve uluslararası nükleer karşıtı sistemin çöktüğü anlamına gelir. Ayrıca İran'ın bu şekilde baskılanması, Ortadoğu'da gerilimi artıracaktır. İran'la anlaşmalar yapan Avrupalı firmalar da yaptırımlardan dolayı risk altında olacak ve Avrupa'nın yumuşak güç stratejisi zarar görecektir."