COX'S BAZAR (AA) - MERYEM GÖKTAŞ/DİLDAR BAYKAN - Myanmar'da uğradıkları zulüm nedeniyle sevdiklerini kaybeden ve topraklarını terk etmek zorunda kalarak Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanların bu bayramdaki duası bir an önce vatanlarına güvenli bir şekilde dönmek.
Myanmar'ın 1970'lerden bu yana yürüttüğü sistematik baskılardan ve şiddet olaylarından kaçan Arakanlı Müslümanların Bangladeş'in Cox Bazar bölgesinde sığındığı kamplardaki nüfus 1 milyonu aştı. Birleşmiş Milletlere göre, sadece 25 Ağustos 2017'den sonra Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini geçti.
Bu kamplarda her türlü hijyenik ortamdan yoksun, gelen yardımlara muhtaç ve son derece ağır şartlarda yaşam mücadelesi veren Arakanlı Müslümanlar yaşadıkları buruk bayramı ve vatanlarına bir an önce dönme isteklerini AA muhabirine anlattı.
Bangladeş'teki Kutupalong kampında kalan 26 yaşındaki Abdul Hakim, geçen yıl Ramazan Bayramı'nı ailesiyle Arakan'ın Maungdaw bölgesindeki evlerinde geçirdiklerini dile getirdi.
Geçen bayramdan sonra evlenmeyi planladığını söyleyen Hakim, Kurban Bayramı öncesinde Myanmar ordusu ve fanatik Budistlerin evlerini bastığını ve babasını, erkek kardeşini ve yeğenini öldürdüğünü söyledi.
Annesi ve yengesi ile yaralı olmasına rağmen zor şartlar altında Bangladeş'e kaçtıklarını söyleyen Hakim, Bangladeş sınırını 5 günde geçtiklerini ve Kutupalong Kampı'nda derme çatma bir barakada yaşadıklarını aktardı.
Hakim, aile üyelerini kaybetmesinin ardından yaşama sevincinin de kalmadığını anlatarak, "Bayramı düşünmeye fırsatım yok. Babam ve kardeşimin kanı hala kurumamışken, nasıl bayramı kutlayabilirim?" diye konuştu.
- "Burada yaşadığımız hayat değil"
Teknaf'taki Leda Kampı'nda yaşayan Ziya Hak da Myanmar ordusununun Arakan'da 15 yaşındaki erkek kardeşini vurarak öldürdüğünü dile getirdi.
Kampta en azından canlarının güvenli olduğunu kaydeden Hak, "Ama yine de burada yaşadığımız hayat değil. Kendi ülkemize dönmek istiyoruz ama bize vatandaşlık ve güvenlik verilmesi lazım. Adalet sağlanıp ülkemize geri döndüğümüzde bayramımızı da düzgün bir şekilde kutlarız." ifadelerini kullandı.
Myanmar'da hapiste olan eşinin hayatta olup olmadığını bilmediğini ifade eden 27 yaşındaki Hümeyra Begüm de "Kocam olmadan bana bayram yok. Onu bekliyorum. Onun yüzünü bir daha görüp göremeyeceğimi bile bilmiyorum." diye konuştu.
- "Silahların gölgesinden yaşamaktan daha iyi"
Yaşça küçük olan Arakanlı Müslümanlar da kamplardaki hayatlarının, silahların gölgesindeki bir yaşamdan daha iyi olduğuna inanıyor.
Leda Kampı'nda kalan 11 yaşındaki Bibi Ayesha, "Burada korkmuyoruz, o nedenle de mutluyuz. Kampta dolaşıyoruz. Kimse çadırımızın kapısında bizi öldürmek için elinde tüfekle beklemiyor." ifadelerini kullandı.
Cox's Bazar bölge yetkilisi Kemal Hüseyin, bölgedeki kamplarda kalan Arakanlılar için bayram hazırlıkları yapıldığını anlattı.
Hüseyin, "Arakanlı Müslümanların bayram namazlarını kılmaları için kamplardaki camileri hazırladık. Birçok sivil toplum kuruluşu, bayram nedeniyle kamplarda kıyafet ve gıda dağıtıyor." bilgisini paylaştı.
- Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.
Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.
Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar'a dönmelerinin yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.
Öte yandan, Bangladeş ve çevre ülkelerde her yıl haziranda başlayıp eylüle kadar devam eden muson mevsiminde oluşan şiddetli yağış ve fırtına, Arakanlı Müslümanların yaşadığı kamplar için ciddi tehdit oluşturuyor.