ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ankara'yı sahte imzalarla senet imzalayanlara teslim edemeyiz. İstiyoruz ki Ankara emin ellerde devam desin." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankapark "Wonderland Eurasia" Açılış Töreni'ne katılarak, vatandaşlara hitap etti.
Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerine az bir süre kaldığını hatırlatarak, "10 gün sonra sandığa gidecek, özgür irademizle oylarımızı kullanacağız. Biliyorsunuz, bu seçime partiler ittifak halinde girdi. Biz, 15 Temmuz darbesinden bu yana ortak hareket ettiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı'nı kurduk. Karşımızda dörtlü çete var. Ve bunlar Kandil'den yönetiliyor. Kandil'den yönetilen bu çete ile bir mücadele vereceğiz ama işi sıkı tutmamız lazım, ihmale gelmez. Çok gayret edeceğiz ki bunlara sandıkta, evelallah sandıkta da en büyük dersi verelim." ifadelerini kullandı.
Cumhur İttifakı olarak 24 Haziran seçimlerinden de alınlarının akıyla çıktıklarını belirten Erdoğan, "İttifakı nasıl kurduğumuzu, hangi şartlar altında partilerimizin bir araya geldiğini, hangi adayları destekleyeceğimizi açıkça milletimize ilan ettik. Tüm süreç, sizlerin gözleri önünde gerçekleşti. Aldığımız kararları, vardığımız mutabakatları 82 milyonla şeffaf bir şekilde paylaştık." dedi.
- "Gittiler matruşka ittifakını kurdular"
Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının Mehmet Özhaseki olduğunu anımsatarak, "Ankara'yı rastgele ellere teslim edemeyiz. Sahte imzalarla senet imzalayanlara teslim edemeyiz. 5 dönem Kayseri'yi idare etmek başka bir şey, bir ilçeyi idare etmek başka bir şey. İki dönem burada seçim kaybeden birisiyle Mehmet Bey mukayese edilir mi? İstiyoruz ki Ankara ve ilçelerimiz emin ellerde devam desin inşallah." değerlendirmesinde bulundu.
Milletten gizli saklı bir şeyleri olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz böyle hassas davranırken muhalefet ne yaptı? Gittiler matruşka ittifakını kurdular. Bu ittifak zailde iki partiden teşekkül ediyor. Ancak ittifakın içine daldıkça tıpkı matruşka gibi içinden bölücüler çıkıyor, marjinaller çıkıyor. Taksim'de ezanı ıslıklayan edepsizler çıkıyor. İttifakı deştikçe içinden Pensilvanya ve Kandil'in uzantıları çıkıyor. İttifakın önünü arkasını araştırdıkça ortaya çıkar ağları, menfaat şebekeleri çıkıyor. İttifaka dikkatli bir şekilde bakınca ortaya bölücü örgütün uzantılarıyla yapılmış kirli, kanlı pazarlıklar çıkıyor. Bu ittifakta herkes var ama sadece millet yok, milletin iradesi. Bu ittifakta her şey var ama samimiyet yok, şeffaflık yok. Bu ittifakta her türlü alengirli işlere yer var ama doğruluğa, dürüstlüğe yer yok.
Bu ittifakta bölücü heveslere tahammül var ama vatanperverliğe, milliyetperverliğe tahammül yok. Bay Kemal ve hanımefendi ilk günden itibaren ittifakın gerçek patronunun, asıl ortağının kim olduğunu gizlemeye özellikle dikkat ettiler. Bölücü örgüt sempatizanı yüzlerce kişiyi CHP rozeti ve CHP kamuflajıyla belediyelere sızdırma girişimlerini inkar ettiler. Kendileri konuşmayınca, yok sayınca, inkar edince milletin de gerçeği görmeyeceğini zannettiler. Ancak geçen hafta ittifakın gizli ortağı, asıl patronu çıktı ve postayı koydu."
- "Ülkemi bölemeceksiniz, böldürmeyeceğiz"
Alandakilere HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin açıklamalarını izleten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kardeşlerim, bu adam Kürt değil ama benim Kürt kardeşlerim üzerinden geçiniyor, oradan rant elde ediyor. Bu ne idüğü belirsiz birisi. Bu adam, Türkiye'yi bölme gayreti içerisinde olan malum parti HDP'nin eş başkanı. Sen Kürdistan'da mı yaşamak istiyorsun? Irak'ın kuzeyinde Kürdistan var, defol geç orada yaşa. Ama benim ülkemi bölemeyeceksiniz, böldürmeyeceğiz. Eş başkanın bu postası sonrasında Bay Kemal ve hanımefendinin elleri ayaklarına dolandı. Ne Ankara'daki adayları ne İstanbul'daki adayları ne de diğer illerdeki adayları meydana çıkıp bu nobran dile gıklarını bile çıkartamadılar. 'Hayır' bile diyemediler, birbiriyle çelişen, birbirini yalanlayan 3-5 cümle dışında eş başkana cevap bile veremediler. Ağızlarının paylarını aldılar, eş başkan karşısında mum gibi oldular. Hazreti Mevlana 'Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.' diyor. Maalesef bunlar ne oldukları gibi görünüyorlar ne de göründükleri gibi oluyorlar. Bize saldırarak, hakaret ederek, iftira atarak şu 10 günü kurtarabileceklerini düşünüyorlar. Ankara ve Türkiye'de Pandora'nın kutusu açılmıştır, kimin ne olduğunu biliyoruz."
(Sürecek)