ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kudüs-ü Şerif üzerindeki haklarımızdan taviz vermemekte kararlıyız. İlk kıblemizi, on yıllardır kan, gözyaşı ve işgalden beslenen bir devletin insafına asla terk etmeyeceğiz." dedi.
Erdoğan, Parti Genel Merkezi'nde Geleneksel Büyükelçiler İftarı'nda yaptığı konuşmada, Kudüs'te son dönemde yaşananları popülist aymazlığın ne tür vahim sonuçları olabileceğinin en acı ispatı olarak nitelendirdi.
ABD yönetiminin uluslararası hukuku, teamülleri, İslam İşbirliği Teşkilatı ve BMGK kararlarını çiğneyerek 14 Mayıs'ta attığı adımın 62 Filistinlinin şehit olmasına, 2 bin 700 Filistinlinin yaralanmasına neden olduğunu belirten Erdoğan, "Bir kez daha işgale karşı demokratik haklarını kullanırken İsrail'in devlet terörüne kurban verdiğimiz Filistinli şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralanan Filistinlilere şifa dileyerek, şöyle devam etti:
"İsrail yönetiminin 'terörist' diye yaftaladığı Filistinli şehitler arasında 8 aylık bebekler, kadınlar, gençler, tekerlekli sandalyedeki engelliler de bulunuyor. Attığı son provokatif adımla Amerikan yönetimi İsrail'in katliamlarına da ortak olmuştur. Açık söylüyorum, ABD'nin eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır. Analarının kucağında katledilen bebeklerin utancı, o bebeklere kurşun sıkma alçaklığı gösterenlerle beraber bu katillere suç işleme cesareti verenlerin de yüzüne yapışmıştır. Amerikan yönetiminin bundan sonra demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve barış konusunda söyleyeceği sözlerin hiçbir kıymetiharbiyesi olmayacaktır. Bebek katillerinin sırtını sıvazlayan bir anlayışın demokrasinden bahsetmesi tam bir oksimoronluk örneğidir, kendi kendiyle çelişki örneğidir. Uluslararası hukuku hiçe sayan bir zihniyetin başkalarına hukuk telkin etmesi ise pişkinliktir, yüzsüzlüktür."
- İstanbul'daki olağanüstü İslam Zirvesi
Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı sıfatıyla gerek ABD'nin kararı gerekse İsrail'in işlediği katliama karşı tepkisini açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Erdoğan, Filistinlilerle dayanışmanın gösterilmesi için üç günlük ulusal yas ilan edildiğini hatırlattı.
Yaralı Filistinlilerin tedavisi için Kızılay, AFAD ve TİKA gibi sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmaların başlatıldığını, İsrail saldırılarından etkilenen Filistinlilere yardım için sahadan tedarik yöntemiyle acil insani yardımların ulaştırıldığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin Washington ve Tel Aviv büyükelçilerinin istişare için çağrıldığını ifade etti. Türkiye'nin zirve dönem başkanı olarak İslam İşbirliği Teşkilatını acil toplantıya çağırdığına dikkati çeken Erdoğan, söz konusu çağrıdan 72 saat sonra 50 ülkenin katılımıyla 18 Mayıs Cuma günü İstanbul'da olağanüstü İslam Zirvesi gerçekleştirildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede kabul edilen bildiriyle uluslararası barış gücü gönderme yolu dahil, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması, işlenen suç ve cinayetlerin soruşturulması, tüm ülkelerce Filistin Devleti'nin resmen tanınması çağrılarında bulunulduğunu bildirdi. Erdoğan, Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden ülkelere karşı yürürlüğe konulabilecek önlemlerin de ele alındığını dile getirdi.
Zirveye katılarak Türkiye ile birlikte insani duruş sergileyenlere şükranlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu zirve İslam dünyasının Kudüs meselesindeki hassasiyetini çok açık, net ortaya koymuştur. Kudüs-ü Şerif üzerindeki haklarımızdan taviz vermemekte kararlıyız. İlk kıblemizi, on yıllardır kan, gözyaşı ve işgalden beslenen bir devletin insafına asla terk etmeyeceğiz. Biz özellikle Harem-i Şerif'i, Kudsi Şerif'i çok farklı tanımış, anlamış bir ümmetiz, milletiz. Orada o kapı, sadece belli bir dinin mensuplarının girip çıktığı bir kapı değil, o tamamıyla İbrahim dininin, İbrahim milletinin mensuplarının rahatlıkla girebileceği bir kapı olarak inanılmış ve böyle açılmıştır. Şimdiyse ne yazık ki siyonistler bu kapıyı sadece kendi kapıları olarak telakki ediyor ve burada Müslümanların ibadetlerine mani, engel olmaya kalkıyorlar. Filistin'de yaşanan son gelişmeleri yine Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna götüreceğiz, Genel Kurulda da eminim ki tüm İslam ülkelerinin ve vicdan sahiplerinin desteğini alacağız. Kudüs üç semavi dinin mensupları için de barış, huzur ve eman yurdu olana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de devletlerini temsilen bulunan büyükelçilerin de bu kutlu mücadeleye verecekleri desteğe olan inancını da ifade etti.
- "Çifte standart halen devam ettiğini üzülerek söylemek durumundayım"
Terör örgütlerine karşı tavizsiz mücadelenin önemine değinen Erdoğan, "PKK ve onun Suriye kolu PYD/YPG, DEAŞ, El Kaide el önemlisi yeni nesil hibrit bir terör örgütü olan FETÖ ile kararlılıkla bir mücadele yürütüyoruz ancak uluslararası alanda terör konusunda çifte standartın halen devam ettiğini üzülerek söylemek durumundayım." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ'e karşı yükselen seslerin PKK ve türevleriyle FETÖ söz konusu olduğunda sus pus kesildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Hatta PYD/YPG konusunda tavırlar örgütün adeta daha fazla zulüm ve baskı yapması için destek beyanına dönüşüyor. Ayrıca PKK paçavraları yıllardır batı ülkelerinde serbestçe kullanılabiliyor. Terörist başının paçavraları aynı şekilde kullanılabiliyor. Örgüt baskı ve tehditle para topluyor. Mensupları başkentlerin en merkezi meydanlarında terör propogandalarını rahatça yapabiliyor. Benzeri bir durum FETÖ için de geçerlidir."
(Sürecek)