AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (2) - "Milletimiz bize Türkiye'yi büyütme, güçlendirme, her alanda muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma görevini verdi. Bu sorumluluğun hakkını vermek için nerede, ne zaman, kiminle mücadele etmemiz, hangi işleri yapmamız, hangi engelleri aşmamız gerekiyorsa hepsini de yapmakta kararlıyız" - "Biz milletimize 'Meydanlara, caddelere yürüyün' dedik, benim milletim yürüdü. Demek ki bu beyefendi milletin bir ferdi değildi" - "Adamlarını tankların başındaki FETÖ'cülere gönderdi, beraber çalışıyorlar ya. FETÖ'cülerle görüşmeyi yaptılar, görüşmeyi yaptıktan sonra beyefendiye, Bay Kemal'e yol açıldı"

31 Aralık 2017 Pazar 16:25
AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi

DÜZCE (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimiz bize Türkiye'yi büyütme, güçlendirme, her alanda muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma görevini verdi. Bu sorumluluğun hakkını vermek için nerede, ne zaman, kiminle mücadele etmemiz, hangi işleri yapmamız, hangi engelleri aşmamız gerekiyorsa hepsini de yapmakta kararlıyız." dedi.

Erdoğan, Kalıcı Konutlar Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi'ne katılarak, partililere hitap etti.

Erdoğan, konuşmada, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Emniyet Genel Müdürlüğünün Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı Yerleşkesi'nde şehit düşen Düzceli Emniyet Müdürü Ufuk Baysan'a ve tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledi. Salonun dışında Baysan'ın anne ve babasını gördüğünü söyleyen Erdoğan, gaziler için de sağlık ve afiyet temennisinde bulundu.

İstiklal Marşı'nın "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda." dizelerini anımsatan Erdoğan, "Türk milleti olarak asırlardır olduğu gibi bugün de vatanımızı korumak için gözümüzü kırpmadan şehadete yürüyecek inanca, imana, cesarete, dirayete sahip olduğumuzu gösterdik, gösteriyoruz." diye konuştu.

Türkiye büyüdükçe maruz kalınan tehditlerin çapının da büyüyeceğine ve "Büyük başın derdi büyük olurmuş" sözüne işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Eğer biz tüm iddialarımızdan, tüm hedeflerimizden vazgeçip yerimizde otursak, ne söylenirse boynumuzu bükük yapsak inanın bana şu yaşadığımız sıkıntıların hiçbiriyle karşılaşmayız. Ama kimse de bizi adam yerine koymaz. Ama biz bunu yapamayız. Biz, zillete asla rıza gösteremeyiz.

Hep söylüyorum, biz beşer planında hiçbir gücün karşısında bugüne kadar eğilmedik. Biz sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz, başka türlü asla. Biz haksızlık karşısında sessiz, tepkisiz kalamayız. Teslimiyetçi bir yaklaşım bizim inancımıza, fıtratımıza, ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz tüm değerlere terstir. Milletimizin de kesinlikle böyle bir duruş istemediğini biliyoruz. Onun için tehditler ne kadar büyük olursa olsun, mücadeleden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz."

- "Cüsselerine bakıp da mücadeleden kaçmadık"

Sultan Alparslan'ın Malazgirt'e doğru ilerlediği sırada ulakların, "kendi ordusundan en az beş kat kalabalık bir Bizans ordusunun yaklaşmakta olduğu" haberini getirdiklerini anlatan Erdoğan, çevredekilerin vereceği tepkiyi görmek için Sultan Alparslan'a döndüklerini, Alparslan'ın da "Ne güzel, demek ki biz de onlara yaklaşıyoruz." yanıtını verdiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim böyle ecdadımız var, elhamdülillah. En güçlü çıkış, askeriyede de bunu hep öğretirler, savunma taarruzdur. İşte ecdadımız da bunu yaptı. Biz de bunu yapıyoruz." ifadesini kullanarak, ülkeye yönelik tehditlerin ve saldırıların büyüklüğüne bakınca kendilerinin de "Ne güzel, demek ki bizi böyle görüyorlar, bizden bu derece çekiniyorlar." dediğini aktardı.

Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hayatımızın hiçbir döneminde, karşımızdakilerin cüssesine bakıp da mücadeleden kaçmadık. Dışarıdan bakanların en küçük bir ihtimal vermedikleri dönemde inançla, azimle çalışarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandık. Yine kimsenin sözünü dahi etmek istemedikleri bir dönemde partimizi kurup, ilk seçimde, 16 ayda iktidara geldik. Türkiye'nin 15 yılda kat ettiği mesafenin anlamını kavramak için aynı tarihlerde benzer şartlara sahip olduğumuz ülkelere bakmak lazım. Bizim üç kat büyüdüğümüz dönemde onlar ancak yüzde 20-30 büyüme gösterdiler.

Milletimiz bize Türkiye'yi büyütme, güçlendirme, her alanda muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma görevini verdi. Bu sorumluluğun hakkını vermek için nerede, ne zaman, kiminle mücadele etmemiz, hangi işleri yapmamız, hangi engelleri aşmamız gerekiyorsa hepsini de yapmakta kararlıyız."

- "Birisi vardı ki adresi şaşırdı"

Arif Nihat Asya'nın "Fetih Marşı" şiirinden "Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan" dizesini okuyan Erdoğan, kendisinin de siyasette sorumluluk üstlendiği günden beri hiç durmadan yürüdüğünü, milletin kendisini hiç yalnız bırakmadığını, hep desteklediğini, teşvik ettiğini vurguladı.

Bu desteğin kimi zaman sözle kimi zaman sandıkta oyla olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Kimi zaman da 15 Temmuz'daki gibi canıyla kanıyla oldu." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi millete çağrı yaptıktan sonra vatandaşların caddelere çıktığını, yürüdüğünü bildirdi.

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Ama birisi de vardı ki o adresi şaşırdı. Bir televizyon kanalında kendisine soruyorlar, 'Siz niye yoktunuz Atatürk Havalimanı'nda?' Verdiği cevap enteresan, 'Bana da haber verseydi Başbakan, Cumhurbaşkanı, neyse, ben de gelirdim.' Halbuki biz çağrımızı kime yaptık? Millete yaptık. Beyefendi taahhütlü istiyordu. Biz milletimize 'Meydanlara, caddelere yürüyün' dedik, benim milletim yürüdü. Demek ki bu beyefendi milletin bir ferdi değildi.

O da geldi, havaalanına geldi. Havaalanında tanklar var, on binler var. Ama o orada adamlarını tankların başındaki FETÖ'cülere gönderdi, beraber çalışıyorlar ya. FETÖ'cülerle görüşmeyi yaptılar, görüşmeyi yaptıktan sonra beyefendiye, Bay Kemal'e yol açıldı. Bay Kemal'e yol açıldıktan sonra geldi, tankların arasından kendisine ayrılan araca bindi ve nereye gitti? Bakırköy'e. Bakırköy'de nereye gitti? Oteller kapalıymış, oteller kapalı olduğu için Belediye Başkanı'nın evine gitti. Bunların hepsi kayıtlarda var mı? Var. İzliyor muyuz? İzliyoruz. Ve bu kayıtlarda şunu görüyoruz, televizyon ekranında darbeyi takip ediyor Bay Kemal. Kahvesi, çayı neyse önünde."

- "Milletimize vefa borcumuz vardı, artık can borcumuz var"

Erdoğan, darbe girişiminin olduğu gece saat 01.30-02.00 civarında Atatürk Havalimanı'na vardığını, o sırada F-16'ların, helikopterlerin havada olduğunu anımsatarak, "Rabbime hamdolsun on binler Atatürk Havalimanı'nda. Onlar orda. Biz onların arasından terminale giriyoruz, basın toplantımızı yapıyoruz. Ben o ana kadar bilmiyorum, onun gelip de oradan manevra yapıp Bakırköy'e gittiğini." ifadesini kullandı.

Kongre izleyicileri arasında bulunanlardan birinin "O zaten manevracı Kemal'dir" dediğini söyleyen Erdoğan, basın toplantısının ardından Vali ve Birinci Ordu Komutanı ile değerlendirmeleri yaptıklarını ve 16 saat oradan bütün operasyonları yönettiklerini belirtti.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"16 saatin sonunda iş zaten bitti ama adamın umurunda değil. Böyle bir derdi de yok. Peki ne diyordu kendisi daha önce? 'Bir darbe olduğu zaman tankların karşısına ilk önce ben çıkarım.' Doğru, doğru, tankların karşısına çıktı. Hemen yanlarından sıyrılıp, otomobile binip Bakırköy'e geçti.

Ben şimdi bu millete, aşık olmayım da kime aşık olayım? Biz bu vatan için, bu millet için fedai can etmeyeceğiz de neresi için fedai can edeceğiz? Bizim dün milletimize vefa borcumuz vardı, bugün artık milletimize aynı zamanda can borcumuz var. Bunun için gecemizi gündüzümüze katarak, var gücümüzle çalışıyoruz. Bu millet ne güzel bir millet. Rabbime hamdolsun, bizi böyle bir millete hizmet etmekle görevlendirdi. Rabbime böyle bir milletin evladı olmayı bize nasip ettiği için, sizlerle gönüldaş olmayı bize nasip ettiği için hamdolsun."

(Sürecek)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.