ANKARA (AA) - Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi modellerinin her birinde işçilerin kazanılmış haklarının geri gitmemesini hedeflediklerini belirterek "Kıdem tazminatında 1 senelik çalışmanın karşılığında 30 gün kıdem alma... Yüzde 8,33 korunmakla kalmıyor, aslında üstüne çıkıyoruz." dedi.
Bakan Selçuk, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
"Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi bağlamında kıdem tazminatında düzenlemeye gidilmesi öngörülüyor. Bu kapsamda işçi ve işveren temsilcileriyle görüşmeleriniz oldu. Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nin detayları neler?" sorusu üzerine Selçuk, kıdem tazminatı fonu tartışmalarının geçmişinin 1954 yılına kadar uzandığına dikkati çekti.
Selçuk, Türkiye'nin çalışma hayatında kıdem kadar çok tartışılan, müzakere edilen, masaya yatırılan, konjonktür uygun görülmeyip devamlı ötelenen başka bir konu olmadığını, 1975'te fonun kurulmasına ilişkin bir kanun çıkarıldığını anımsattı.
Kıdemin işçilere iş güvencesi, gelir desteği sağlamak için getirildiğine işaret eden Selçuk, AK Parti hükümetleri dönemlerinde de iş güvencesi, ara buluculuk sistemi, İşsizlik Sigortası Fonu gibi birçok çalışmanın hayata geçirildiğini söyledi.
Selçuk, "Bütün çalışanlarımızı çalışma hayatında büyük bir şekilde koruyoruz. Hem ihbar tazminatı hem kıdem tazminatı olarak, ara buluculuk sistemiyle, İşsizlik Sigortası Fonu'yla, işe iadeyle koruduğumuz büyük bir kalkanımız var." ifadelerini kullandı.
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi
Bakan Selçuk, Hazine ve Maliye Bakanlığıyla Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ne ilişkin çalışmaları başlatırken bazı temel hedefleri ortaya koyduklarını vurgulayarak "Hedeflerimizden bir tanesi hiçbir zaman işçimizin kazanılmış haklarından geriye gitmemesini istiyorduk. Bunu da şu anda çalıştığımız modellerin hepsinde sağladık." diye konuştu.
Kazanılmış haklar olarak ilk önce 1936'da kıdem tazminatının 1 seneye 15 gün çalışma şeklinde başladığını ve daha sonra 1 seneye 30 gün olarak düzenlendiğini hatırlatan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu 30 gün, yüzde 8,33'e denk geliyor. Bu bir senelik çalışmanın karşılığı 30 gün, kıdem almanın karşılığı yüzde 8,33. Biz bu modelde neyi önerdik? Modelde yüzde 8,33 korunmakla kalmıyor aslında üstüne çıkıyoruz. 8,33 30 günün karşılığı dersek, 20 günü yani yaklaşık yüzde 5,55'i hiç dokunmadan aynen devam edecek. Buna artı olarak, 10,8 günlük karşılık olarak yüzde 3'ü fona aktarmalarını, yani kendi bireysel fonlarında olacak. Fonlarına aktarmaları karşılığında toplamda 30,8 yani 31 güne denk gelecek. Dolayısıyla işçimizin kazanılmış haklarından ya da gün sayılarından herhangi bir eksilme kesinlikle mümkün değil. Bu, Karma Tamamlayıcı Emeklilik Planı dediğimiz.
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nin iki bölümü var; birincisi Karma Tamamlayıcı Emeklilik Planı, ikincisi de isteğe bağlı ya da tercihli dediğimiz Tamamlayıcı Emeklilik Planı. Dolayısıyla bu sistem de 8,33 değil 8,33'ün üstünde."
- "Yaklaşık yüzde 1 oranında devlet katkısı koyacağız"
Bakan Selçuk, Tercihe Bağlı Tamamlayıcı Emeklilik Planı'na ilişkin de şu bilgileri paylaştı:
"Tercihe bağlı olan kısımda da hem işçimiz, çalışanımız hem de işverenimizin, devletin katkı sunduğu bir plan olacak. Tamamlayıcı emeklilik sistemlerinde çoğu ülkede esasında devlet katkısı yok. Ama biz burada yaklaşık yüzde 1 oranında devlet katkısı koyacağız. Teşvik etmek için. Aynı zamanda da çalışanlarımızın ödemesi öngörülen oranlarda da vergi indirimi, damga vergisinde belli indirimleri de düşürdüğümüz zaman onların ödeyeceği aslında çok minimal olacak. Yani medyada yansıtılan oranların çok altında olacak. Çünkü biz onlara dair vergi indirimlerini de planlıyoruz.
Dolayısıyla istedikleri zaman ya karma sisteme ki zaten başta herkesin karma sisteme geçmesi planlanıyor ama karma sistemden de tercihli sisteme geçebilirler. Tercihli sistemin tabii ki ileriye dönük getirisi daha fazla olacak ama ona geçmek istemeyenler de karma sistemde kalacaklar."
- "En sade ama en verimli olduğuna inandığımız model bu"
İşçi ve işveren temsilcileriyle de görüşmelerin devam ettiğini ve geçmişte de bu konuyla ilgili çokça görüşmenin yapıldığını vurgulayan Selçuk, bu süreçte modelin zaten işçi ve işveren temsilcilerinden gelen geri bildirimlerle revize edildiğini anlattı.
Bakan Selçuk, kıdem tazminatına ilişkin Bakanlığın arşivinde belki 10'dan fazla modelin bulunduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Şu ana kadar çalışılmış modeller içerisinde en sade ama en verimli olduğuna inandığımız model bu. Çalışanlarımız, işçilerimiz için bu sürece başladığımız andan itibaren çok büyük kazanımları sağlayacağına inanıyoruz. Neden, tabii ki kıdem tazminatı alabilen işçilerimiz kadar alamayan işçilerimiz de var. SGK'de kıdem tazminatı bildirgelerini incelediğimiz zaman, kıdeme hak kazanarak işten çıkışı yapılan işçi sayısını hesapladığımızda yüzde 24 oranında. Yüzde 24 ne demek, her 4 işçimizden biri ancak kıdem tazminatı alıyor."
İş mahkemelerinin ortalama tamamlanma süresinin de 560 günü bulduğunu dile getiren Selçuk, "Bu sistem aynı zamanda mahkeme süreçlerini, ihtilafları da engelleyecek. Çünkü zaten fonda olacak, fonda biriktiğini görecek. Dolayısıyla çalışanlarımız işten çıkışta o parayı alabilir miyim, alamaz mıyım endişesini taşımayacak." dedi.
Kıdem tazminatı alabilen bir işçi kadar alamayan üç işçinin de hakkını savunmak durumunda olduklarının altını çizen Selçuk, bunun işverenler açısından da önemine vurgu yaptı.
Selçuk, "Aslında baktığımız zaman 8,33 zaten kağıt üstünde söylenen ve teorik olarak ödendiği ifade edilen rakam. Dolayısıyla 8,33 ödeniyorsa zaten biz hiçbir rakam artırmıyoruz. 8,33'ü aşan bir sistem yok aslında maliyet anlamında." ifadelerini kullandı.
Bakan Selçuk, bunun karşılıklı, güzel bir şekilde konuşulduğu zaman hem işçi hem de işveren için çok sağlıklı bir yöntem olduğunun anlaşılacağını belirtti.
- "Kıdem tazminatının yürürlük tarihini 2022 olarak hedefliyoruz"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, "Kıdem tazminatı düzenlemesi için tarih verebilir misiniz?" sorusu üzerine, "Kıdem tazminatı düzenlemesi için yürürlük tarihini 2022 olarak hedefliyoruz. Ama tabii ki görüşmeler devam edecek. Neden 2022'yi hedefliyoruz? Çünkü bu süreç içinde sisteme şirketlerimizin alışması, çalışanlarımızın adapte olması için böyle bir süre belirlemiş olduk." şeklinde konuştu.
(Bitti)