İZMİR (AA) - Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit düşen Emniyet Müdürü Dursun Acar'ın eşi Özgül Acar ve öğrencileri, Zeytin Dalı Harekatı'na katılan asker ve polislere yazdıkları mektuplara yanıt alınca çok mutlu oldu.
İzmir'in Konak ilçesindeki Mehmet Akif Ersoy İlkokulu'nda görev yapan Acar, Zeytin Dalı Harekatı'nda görev yapan polis ve askerlere destek amacıyla mektup yazmak isteyen 2'nci sınıf öğrencilerinin isteğini yerine getirdi ve şubat ayında öğrencilerin duygularını kaleme aldığı mektupları, Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan Müşterek Toplanma Merkezi'ne gönderdi.
Şehit Acar'ın mesai arkadaşları cevap yazdıFETÖ'nün darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'na yapılan saldırıda şehit olan Emniyet Müdürü Dursun Acar'ın mesai arkadaşları, mektupları aldıktan sonra minik öğrencilere cevap yazdı.
Afrin kahramanlarının öğrencilere yazdığı mektup ve çektirdikleri fotoğraflar, hem öğrencileri hem de şehit eşi Özgül Acar'ı sevince boğdu.
Polislerin gönderdiği cevabi mektupta şu satırlara yer verildi:
"Şehit eşi olarak öğrencilerinize yazdırmış olduğunuz mektuplar benim timime geldi. Timdeki bütün arkadaşlar öğrencilerinize çok teşekkür eder ve bu mektupları herkes birer adet olarak saklayacak. Temiz yüreklerine kalplerine sağlık. Öğrencilerinize ve sizlere başarılar diliyorum. Selamlar hocam."
Polislerden gelen mektuplar karşısında çok duygulanan öğrenciler ve öğretmen Acar, ikinci mektupları da yazıp gönderdi.
Öğrencilerimle gurur duyuyorumÖzgül Acar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında yaşadıklarının hayatının dönüm noktalarından biri olduğunu belirterek, vatan, bayrak ve özgürlük hassasiyetinin daha da arttığını söyledi.
Eşini kaybettikten sonra yaşadığı o zor günlerde öğrencilerinin kendisine hep destek olduğunu aktaran Acar, "Öğrencilerim, sınıfta 15 Temmuz'u anlatan bir köşe oluşturarak ne hissettiklerini dile getirdiler. Benim de motivasyonum arttı. 7-8 yaş grubundaki çocukların bu olayı nasıl sahiplendiklerinin bir göstergesi benim için. Sınıfımın en anlamlı yeri." dedi.
Acar, Zeytin Dalı Harekatı'nın başladığı ilk günde bu yana öğrencilerinin gelişmeleri an be an takip ettiğini, bölgeden gelen şehit haberlerini duyunca çok üzüldüklerini dile getirdi.
Bir öğrencisinin kendisine gelip, "Öğretmenim askerlerimiz ve polislerimiz için biz ne yapabiliriz' diye sorduğunu anlatan Acar, şunları söyledi:
"Çocuklarımının içlerindeki saf temiz duyguları askerlerimize ve özel harekat polislerimize aktarmak istedim. O yüzden mektup yazdırdım. Öğrencilerimin yazdığı mektuplarını noktasına ve virgülüne dokunmadan olduğu gibi yazdıkları haliyle paketleyip gönderdim. Dualarımızın orada onlarla olmasını istedik."
Acar, öğrencilerine Afrin'de görevli polis abilerinden mektup ve fotoğraf geldiği zaman çok mutlu olduklarını, hemen cevap mektupları yazdıklarını ifade etti.
Acar, Afrin kahramanlarına gönderdikleri mektupların İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından özel bir dergi çalışmasında yer aldığını, ayrıca öğrencilerinin orada görev yapan askerler ve polislere olan sevgilerini resimlerle anlattığını aktardı.
"Yanlarında olduğumuzu hissettirmek için yazdık"İkinci sınıfı öğrencisi Ada Sivrioglu, güvenlik güçlerine destek amacıyla mektup yazdıklarını belirterek, "Onlar bizim için canların feda ediyorlar. Onların yanında olduğumuzu hissettirmek için mektup yazdık." dedi.
Sivrioglu, mektubunda şu satırlara yer verdi:
"Sizi anlatmaya satırlar kitaplar yetmez. Şehitlerimiz, gazilerimiz, askerlerimiz, polislerimiz kalbimizde yaşar. Öğretmenimiz Özgül Acar'ın da eşi polisti. 15 Temmuz'da şehit oldu. Öğretmenimizin bir de kızı var, ismi Elif Naz. O babasını çok seviyor. 'Allah korusun sizi, askerlerimizi. Şehit olan askerlerimizin ruhu şad olsun. Atatürk'ün dediği gibi 'Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum."
"Ben de büyüyünce asker olmak istiyorum"Ali Emre Açıkgöz ise mektuplarını yazarken Zeytin Dalı Harekatı'nda görev yapan kahramanlara karşı hissettiklerini anlattığını belirtti.
Kahramanlıkları duyunca kendisinin de asker olmak istediğini söyleyen Açıkgöz, "Onlara mektup yazmaktan gurur duydum. Sağ salim evlerine geri dönmelerini istedim. Mektuplarımıza yanıt verdiklerini öğrenince duygulandım. Bizim yaptıklarımız onların duygulanmasına neden oluyor." şeklinde konuştu.
Bora Koçer de babasının emekli özel harekat polisi olduğunu, mektubu yazarken asker ve polislerin orada görev yaparken yaşadığı zorlukları hissettiğini sözlerine ekledi.