İSTANBUL (AA) - Kore Cumhuriyeti'nin İstanbul Başkonsolosu Jessy Yeunju Jang, Türklerin Kore'ye karşı ilgisinin henüz çok yüksek olmadığını ancak bu ilginin zamanla artacağına inandığını belirterek, "Geçtiğimiz yıl Çin'de 'Türkiye Turizm Yılı' ilan edilmişti. Bu yıl da Japonya'da 'Türk Kültür Yılı' etkinlikleri gerçekleştiriliyor. 2020 de Türkiye-Kore turizm yılı olsun." dedi.
Güney Kore ile Türkiye arasında devam eden iş birliklerini ve geliştirilebilecek alanları AA muhabirine değerlendiren Güney Kore'nin İstanbul Başkonsolosu Jang, Türkiye'nin Avrupa'ya açılmak isteyen Güney Koreli iş adamları için önemli bir pazar olduğunu söyledi.
Sadece büyük şirketlerin değil aynı zamanda orta ve küçük ölçekli şirketlerin de varlıklarını göstermek için Türkiye'ye geldiğini ve gelmeye devam ettiğini ifade eden Jang, "Kore'nin kendi iç pazarı büyük değil. O yüzden yurt dışındaki şirketlere, pazarlara çalışıyoruz." diye konuştu.
Jang, daha önce çevre ülkelerle yürüttükleri ticari ilişkilerin kapsamını genişletmeye çalıştıklarını, Türkiye'nin de bu anlamda önemli bir ülke olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı:
"Şu anda ticari ilişkilerimizi başta Türkiye olmak üzere farklı pazarlara yönlendirmiş durumdayız. Türkiye ile yürüttüğümüz ticari ilişkilerimiz muhakkak hem bizim için hem de Türkiye için son derece önemli. Karşılıklı bir kazanç elde etme noktasında güzel gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Kore'nin Türkiye'ye ihraç ettiği ürünler ara malı ve parça malzemeleri olduğundan, sonuçta, Türkiye'nin ihracatına katkıda bulunuyoruz."
"Türkiye'ye en çok biz turist gönderiyoruz"Jang, geçen yıllara oranla Türkiye'ye gelen Güney Koreli turist sayısındaki artışı değerlendirdi.
Türkiye'ye Uzak Doğu'dan gelen turist sayısını ülkelerin nüfusuna göre değerlendirmek gerektiğini dile getiren Jang, şöyle devam etti:
"Bu bağlamda Japonya ve Çin ile bir karşılaştırma yaptığımızda Uzak Doğu'dan en fazla turist Kore'den geliyor. Son zamanlarda haberlerden takip ettiğim kadarı ile Türkiye'ye Çin'den yaklaşık 400 bin kadar turist geldi. Bizden ise 160 bin kadar turist geldi. Karşılaştırma yaptığımızda belki Çin'in yarısı kadar bile değil Koreli turist sayısı ama Çin'in nüfusu 1,2 milyar, bizim ise 50 milyon kadar. Dolayısıyla nüfus bağlamında değerlendirdiğimde daha önce de söylediğim gibi en çok biz turist gönderiyoruz Türkiye'ye."
Jang, başkonsolos olarak görevlendirildiğinde Türkiye'ye gelip gitmiş olan dostlarının kendisine "Türkiye bizim kardeş ülkemiz.'' dediğini ifade ederek, "Koreliler, Türkiye'yi her zaman kardeş ülke olarak kendilerine çok yakın gördü." dedi.
"İslam'ın mistik havasını hissediyorlar"Jang, Türkiye'nin hem kültür hem tarih hem de dinler tarihi açısından önemli bir merkez konumunda olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Koreliler İslam'ın mistik havasını en çok Türkiye'de hissediyorlar. Mesela bunu Orta Doğu ülkelerinde hissetmiyorlar. İstanbul hem uluslararası anlamda büyük bir şehir hem de İslam'ın mistik havasını camileriyle ezanlarıyla hissettiren bir şehir ve Koreliler bundan çok etkileniyor. Ayırca İstanbul kozmopolit bir şehir. Korelilere çok kibar davranan bir şehir. Ayrıca Hristiyanlık tarihi açısından da Türkiye önemli bir ülke. Bizim Kore nüfusunda da Hristiyan oldukça fazla. O yüzden buraya geldiklerinde çok etkileniyorlar."
Jang, Korelilerin dünya tarihine büyük bir merak duyduğunu dolayısıyla Osmanlı, Selçuklu ve Hun tarihini yakından bildiklerini anlattı.
Korelilerin okudukları tarihi Türkiye'de deneyimlemekten çok etkilendiğini belirten Jang, "Koreliler genel olarak dünya tarihini okumayı çok seviyorlar. Osmanlı, Selçuklu hatta Hun tarihini çoğu okumuştur. Türkiye'ye geldikleri zaman bu tarihi bizzat yaşıyor olmaları onları çok etkiliyor. Onun dışında Türk yemeklerini de çok seviyorlar. Kore'de kebap çok ünlüdür. Yemek bakımından da yabancılık çekmiyorlar ve önümüzdeki dönemlerde Koreli turist sayısının sürekli artacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'den Kore'ye giden turist sayısı çok düşük"Başkonsolos Jang, Türkiye'den Güney Kore'ye bu yıl sadece 30 bin turistin gittiğini, 80 milyonluk bir ülke için bu sayının oldukça düşük olduğunu, bu sayıyı arttırmak için bir takım çalışmalar yapacaklarını ifade etti.
Türklerin genellikle Avrupa'ya ziyarette bulunmayı tercih ettiğini dile getiren Jang, şunları söyledi:
"Türklerin Kore'ye karşı ilgisi henüz çok yüksek değil ama ben inanıyorum ki zamanla bu ilgi artacaktır. Geçtiğimiz yıl Çin'de 'Türkiye Turizm Yılı' ilan edilmişti. Bu yıl da Japonya'da 'Türk Kültür Yılı' etkinlikleri gerçekleştiriliyor. 2020 de Türkiye-Kore turizm yılı olsun.
Görevim süresince Kore'yi Türkiye'ye ve Türklere tanıtmaya çalışacağım. Mesela Koreli ünlü K-pop ve Hallyu etkisi Türkiye'de o kadar yaygın değil gibi. Türk gençler arasında çok fazla olmasa da K-pop ve K-dramalara ilgi olduğunu biliyoruz. Görevim süresince bunu da tanıtmak istiyorum."
"Türkiye Asya'ya daha çok yönelmeli"Jang, 1950 yılında Kuzey Kore ile Güney Kore arasında yaşanan ve Türk askerlerinin de şehit düştüğü savaşın, 2002 Dünya Kupası ile Koreli gençlerin gündemine taşındığını hatırlattı.
Türkiye ve Güney Kore'nin dünya kupasında 3. ve 4'üncülük maçı için karşı karşıya kaldığını anımsatan Jang şunları anlattı:
"Maç esnasında tribünlerde Koreli amigolar tarafından Kore bayrağından daha büyük bir Türk bayrağı açıldı. Bunun yapılmasında Kore devletinin herhangi bir katılımı olmamıştı. Koreli gençler, sosyal medyada 'Türkler Kore savaşımıza katıldı.' şeklinde bir kampanya başlatmış ve Türk takımına destek olmak için stadyuma gelen bu gençler Kore bayrağından çok daha büyük bir bayrak açarak maçta hem Türkiye hem Kore için tezahürat yapmıştı. Böylece gençler Türkiye ile ilgili çok fazla bilgiye sahip oldular. Daha sonra 'Ayla' filmi yapıldı biliyorsunuz. Bu sayede de birçok insan Türkiye'yi öğrenmiş oldu. Bu yaşanan olaylar sayesinde bu ilişkinin güzelliği çok daha uzun sürecektir diye düşünüyorum."
Jang, G-20 ülkelerinden birisi olan Türkiye'nin Asya'ya daha çok yönelmesi gerektiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'yla ilişkilerinin daha aktif olduğunu düşündüğünü ifade eden Jang, şöyle devam etti:
"O yüzden Asya'ya olan ilginin daha da arttırılması gerekiyor. Dünya genelinde ekonomisi hızla gelişen bölge Asya'dır. Genel olarak ülkelerin gelişim oranları yıllık yüzde 5-6 oranında seyrediyor. O yüzden Türkiye de biraz daha Asya'ya yönelmeli. Türkiye'nin ülke tanıtımı konusunda Asya'ya öncelik vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin Türk peyniri, Türk balı, enginar ve pancar Asya pazarında yeterince tanınmıyor. Türkiye mutlaka Asya'da bu ürünlerin tanıtımını yapmalı. Özellikle şunu belirmek istiyorum ki Kore halkı organik ve sağlıklı ürünlere inanılmaz önem veriyor. Dolayısıyla Türk balının özellikle Kore'ye ihraç edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Herhalde burada iç pazar ihtiyacı karşıladığı için yurt dışı tanıtımı yapılmıyor."
Jessy Yeunju Jang, enginarın sağlığa çok faydalı olduğunu belirterek, "İlk geldiğimde yemeklerde gördüm, araştırdım. Çok sağlıklı yiyecek. Kore'de iyi bir tanıtım yapılırsa çok alıcısı olacağına inanıyorum. Brezilya fındığı var. Brezilya'dan geliyor. Bu tarz sağlığa dayalı ürünler Kore'de çok ünlü olabiliyor. O yüzden sadece iç pazara değil yurt dışına da ihraç edilsin. Diğer önemli bir ürün de pancar mesela. Ben Kore'deyken de çok sık pancar kullanıyordum ama kesinlikle Türk pancarı çok daha kaliteli ve lezzetli." diye konuştu.