ANKARA (AA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Türkiye'nin yöresel ve geleneksel ürünleriyle bu alanda uluslararası ticaretten aldığı payı artırması gerektiğini belirterek, "Biz bir yandan yerli, milli teknoloji üretmeye yoğunlaşmalı, diğer yandan yöresel ve geleneksel ürünlerimize hak ettiği değeri kazandırmalıyız." dedi.
Baran, Congresium Ankara'daki "2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, bereketli hilal içinde yer alan Türkiye'nin, farklı mikro klimaları, geniş tarımsal topraklarıyla zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu söyledi.
Her yıl, 100 milyondan fazla insanı besleyen Türkiye'de hemen her yörenin kendine has geleneksel ürünleri bulunduğunu dile getiren Baran, "Hatay'ın ipeği, Taşköprü'nün sarımsağı, Siirt'in battaniyesi, İpsala'nın pirinci gibi 440'ı coğrafi işaret tescili almış, 2 bin 500'ü aşan sayıda ürünümüz mevcut." diye konuştu.
Baran, dünyada, tüketimin fabrikasyon üretimlerden, yerel ve geleneksel ürünlere kaydını ifade ederek, bu ilginin devasa bir ekonomi oluşturduğunu, üretim kaynağı olan yöreleri kalkındırdığını ve yeni iş alanları açtığını kaydetti.
Kırsal kalkınmaya katkıda bulunacak ve ülke ekonomisine ivme kazandıracak coğrafi işaretli ürünlerin zirvede ele alınacağını anlatan Baran, coğrafi işaretin dünyada toplam 200 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaştığını bildirdi.
Baran, Türkiye'nin yöresel ve geleneksel ürünleriyle bu alanda uluslararası ticaretten aldığı payı artırması gerektiğini dile getirerek, "Yerel ve geleneksel ürünlerimizin Avrupa'da tescillenerek uluslararası pazara açılması durumunda yıllık 20 milyar dolarlık bir katkı sağlayabileceği belirtiliyor." ifadesini kullandı.
Oda olarak "kültürel parmak izleri" olan coğrafi işaretli ürünleri gündeme taşıdıklarını anlatan Baran, "Zirve, tüccarlarımız dünya pazarında ticaret yapsın, şehrimiz ve ülkemiz ekonomik alanda, dünya başkentleriyle ve gelişmiş ülkelerle yarışsın diye yapılıyor. Bu toprakların bütün güzelliklerinin milli mücadelenin karargahı Ankara üzerinden dünyaya tanıtılması yakışırdı ki biz de buna talip olduk. Bu şehrin birikimi, ticaretin merkezi olmayı hak edecek kadar büyük." değerlendirmesinde bulundu.
Amaçlarının, Ankara'da Türkiye'nin bütün coğrafi işaretli ürünlerinin satışa sunulacağı bir merkez kurmak olduğunu belirten Baran, şunları kaydetti:
"İlimize gelen yerli ve yabancı turistler, bu merkeze geldiklerinde Siirt'in battaniyesini, Malatya'nın kayısısını, Kayseri'nin sucuğunu alarak geri dönsün. İşte bunu başardığımızda Ankaramız 'Anadolu'nun dünyaya açılan kapısı' misyonuna ulaşacak. Başkentimiz sadece 5,5 milyonluk nüfusa sahip bir şehir değildir, 80 milyonun şehridir ve 80 milyonun ürettiği bütün güzelliklerin sorumluluğunu taşıyor. Biz bir yandan yerli ve milli teknoloji üretmeye yoğunlaşmalı, diğer yandan, yöresel ve geleneksel ürünlerimize hak ettiği değeri kazandırmalıyız."