2. Ulusal Heyelan Sempozyumu

- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: - "AFAD'ın arşiv verilerine göre, Türkiye'de meydana gelen heyelan olaylarının en sık yaşandığı iller Trabzon, Rize, Giresun ve Kastamonu'dur. Heyelan, ülkemizdeki deprem harici doğal afetler arasında yüzde 57 ile ilk sırayı alıyor" - "Bugün AFAD Başkanlığımıza alınmış olan 21 ağır tonajlı arama ve kurtarma aracının hizmete alımını hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Bu araçları ülke genelindeki 17 AFAD Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğüne dağıtacağız"

11 Ekim 2018 Perşembe 13:06
2. Ulusal Heyelan Sempozyumu

ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "AFAD'ın arşiv verilerine göre, Türkiye'de meydana gelen heyelan olaylarının en sık yaşandığı iller Trabzon, Rize, Giresun ve Kastamonu'dur. Heyelan, ülkemizdeki deprem harici doğal afetler arasında yüzde 57 ile ilk sırayı alıyor." dedi.

Soylu, ATO Congressium'daki 2. Ulusal Heyelan Sempozyumu'nda, Türkiye'nin hemen her konuda ve her anlamda dünyanın ortasında yer aldığını söyledi.

Okyanus kıyılarındaki gibi 190 kilometre hıza ulaşan kasırgalara maruz kalmadığını ama deprem, heyelan, sel gibi afetlerin Türkiye'nin açık bir gerçeği olduğunu belirten Soylu, "AFAD'ın arşiv verilerine göre, ülkemizde meydana gelen heyelan olaylarının en sık yaşandığı iller Trabzon, Rize, Giresun ve Kastamonu'dur. Heyelan, ülkemizdeki deprem harici doğal afetler arasında yüzde 57 ile ilk sırayı almaktadır." diye konuştu.

Soylu, Türkiye arazisinin yüzde 80'inin heyelan oluşumuna uygun eğime sahip olduğunu, son 50 yılda heyelan sebebiyle yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Haziran 2015-Mayıs 2018 yılları arasında AFAD Başkanlığınca sadece Trabzon'un ilçelerine 17 milyon lira afet yardımı gönderildiğini aktaran Süleyman Soylu, heyelanların can kaybı olmasa da ciddi maddi hasara yol açtığını anlattı.

Heyelanın böylesine geniş tabanlı bir sempozyumla ayrı bir başlık olarak irdelenmesinin, bilimsel veriler ve saha deneyimleri ışığında tartışılmasının, çok yerinde bir adım olduğuna ve ciddi çıktıları ortaya koyacağına inandığını vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:

"Bugün AFAD Başkanlığımıza alınmış olan 21 ağır tonajlı arama ve kurtarma aracının hizmete alımını hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Bu araçları ülke genelindeki 17 AFAD Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğüne dağıtacağız. 25 milyon lira maliyetli bu proje, geçmiş ismiyle Kalkınma Bakanlığı 2018 Yatırım Programına dahil edilmişti ve Devlet Malzeme Ofisi kanalıyla araç alımları gerçekleştirildi. Afet elbette ki acılar barındıran bir hadisedir ama inşallah bu araçlar, bu acıların hafifletilmesin yardım edecektir."

- "Eyvah para etmez"

Marmara depreminde resmi rakamlara göre 17 bin 480 vatandaşın hayatını kaybettiğini, Endonezya depreminde tsunamiyle beraber ölü sayısının 2 bin 45 kişiye ulaştığına dikkati çeken Bakan Soylu, "Eğer kendimizi doğru sorgulamazsak, kendimize doğru soruları sorup doğru cevaplayamazsak, ne bu toplantılar bir çıktı üretebilir ne de bu acıların bir sonu gelir." dedi.

Doğanın eninde sonunda kendi kurallarını dayatacağını aktaran Soylu, içini binalarla doldurulsa da önüne setler, bentler de yapılsa o dere yatağının bir gün mutlaka suyla dolduğunu dile getirdi.

"Bir takım yanlış yapılmış çevreye, imara ve mimariye uygun olmayan binaların yıkılmasını, talimatını bu ülkede Bakan mı vermeli." diyen Soylu, şöyle devam etti:

"Size soruyorum. Bir gün Cumhurbaşkanı mı görüp talimat vermeli. O zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi niye çalışıyor? Yönetmelikler, kurallar, kaideler, ilkeler hepsini bıraktım, etik niçin var? Bizim memleketin güzel bir sözü var, 'Eyvah para etmez' diye. Eyvah para etmez. Onun için hepimiz sorumluyuz. Kimse topu birbirine yuvarlayıp durmasın. Devlet yönetiminde vatandaşımızın vergileriyle bize vermiş olduğu en büyük görev, önleyici tedbirler almaktır."

Kaçak bina yapanların kendilerine belediye zabıta ekiplerini dert ettiğine işaret eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ruhsatı ve izni belediyeden koparmaya çalışırlar. Defalarca gidip gelirler. 'Şu kadar bir şeycik yaptım, ne olursunuz şunun ruhsatını veriverin' diye. Oysa asıl ruhsatı doğadan almak zorundayız. Şansımız varsa malımızı kaybediyoruz. Şansımız yoksa kendi canımızı ve sevdiklerimizi feda ediyoruz. Dünyada dengeleri değişen iklim koşulları ve nüfus artışı dolayısıyla insanların oluşturduğu yeni yaşam alanlarının doğada yarattığı değişim birbiriyle çakışıyor ve bu durum, riskleri daha da fazla arttırıyor. Dolayısıyla şehirlerimizi, yaşam alanlarımızı kurgularken bu işin uzmanı şehir planlamacıların, ilgili bakanlıklarımızın ve konuyla ilgili çalışan tüm kurumlarımızın, bilimin ışığında çizdiği sınırlara hep birlikte uymak zorundayız."

- "AFAD olarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz"

AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da heyelanın depremden sonra en önemli afet türlerinden birisi olduğunu söyledi.

Heyelanların önlenmediği taktirde yaşam birimlerini yok ederek mal kaybına sebep olduğuna değinen Güllüoğlu, geçmiş dönemlerdeki yaşanan heyelanları anlatmasının sebebinin, risklerin azaltılması ve yeni afetlerin olmaması için daha fazla çalışmaları gerektiğini vurgulamak olduğunu dile getirdi.

Güllüoğlu, AFAD olarak heyelanın önlenmesi konusunda da üzerlerine düşen görevi yapmaya çalıştıklarını anlattı.

- "Operasyonları meteorolojinin ortaya koyduğu bilgiler ışında yapıyoruz"

Konuşmaların ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, stantları gezdi, ağır tonajlı arama ve kurtarma aracını inceledi.

Meteorolojinin Sesi Radyosu'nun canlı yayına katılan Soylu, "Terörle mücadelede meteorolojinin bizi olan katkısını gözardı etmemiz mümkün değildir. Noktasal tahminlerin ötesinde terörle mücadelede atacağımız adımları, yapacağımız operasyonları bile meteorolojinin ortaya koyduğu bilgiler ve veriler ışığında gerçekleştiriyoruz." ifadelerini kullandı.

Programa, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı ile diğer ilgiler katıldı.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.