ANKARA (AA) - OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (ORSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Çamur, savaş, salgın, enflasyon gibi küresel piyasalarda dengeleri alt üst eden gelişmelerin art arda yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin hiçbir fırsatı kaçırmaması, yeni fırsatlara, yeni pazarlara, yeni ürünlere odaklanması gerektiğini bildirdi.
Çamur, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) haziran ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini Ankara açısından değerlendirdi, küresel ekonomideki gelişmelere ilişkin de görüşlerini paylaştı.
Verilere göre Ankara'da haziran ayında kurulan şirket sayısının 1158, kapanan şirket sayısının 229 olduğunu bildiren Çamur, şu ifadeleri kullandı:
"Geçen yılın aynı döneminde kurulan şirket sayısı 891, kapanan şirket sayısı 109 idi. Bu yılın ilk 6 ayında ise Ankara'da 5 bin 926 şirket kurulmuş, 965 şirket kapanmış. Geçen yılın aynı döneminde kurulan şirket sayısı 5 bin 226, kapanan şirket sayısı ise 442 olmuş. Kurulan şirket sayısındaki artış ne kadar umut verici ise kapanan şirket sayısındaki artış da o kadar kaygı verici düzeyde."
Çamur, savaş, salgın, enflasyon gibi küresel piyasalarda dengeleri alt üst eden gelişmelerin art arda yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin hiçbir fırsatı kaçırmaması, yeni fırsatlara, yeni pazarlara, yeni ürünlere odaklanması gerektiğine dikkati çekti.
Çamur, dünyadaki yeni ticaret fırsatlarının değerlendirilmesi noktasında Türkiye'nin daha iştahlı hareket etmesi, diğer yandan da beklenen resesyona karşı üreticinin finansal yönden desteklenmesinin önemini vurguladı.
- "Finansal destekler ulaşılabilir olmalı"
ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, ne zaman biteceği bilinmeyen Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle alternatif pazar arayışında olduğuna işaret eden Çamur, şu değerlendirmede bulundu:
"Devam eden savaş, küresel piyasalarda beklenen resesyon endişesi ve bunların söz konusu pazarların ekonomisinde yaratacağı yavaşlama bizi de çok yakından ilgilendiriyor. Özellikle de ihracat yapan firmalarımız bu yavaşlamadan mutlaka etkilenecektir. Ekonomisi ihracata dayalı büyüyen, ihracatta en büyük pazarı AB ülkeleri olan Türkiye için ürün ve pazar çeşitliliğini artırmaktan başka çare yok. Uluslararası standartlara uygun ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimi, alternatif pazar arayışı ve avantajlı olduğumuz alanlarda vereceğimiz savaş çok önemli. En önemlisi de Türk üreticisinin, ihracatçısının bütün bu olumsuzluklara karşı hareket kabiliyetini artıracak, genişletecek, çarklarını çevirecek finansal desteklere ulaşabilir olması."