Milli Savunma Bakanı Akar: Doğu Akdeniz'de yeni bir tacize asla müsaade etmeyeceğiz

Milli Savunma Bakanı Akar, Doğu Akdeniz'de Türk gemisine taciz olayına ilişkin, "Bölgede savaş gemilerimiz gerekli korumayı sağlamakta. Yeni bir tacize asla müsaade etmeyeceğiz." dedi.

24 Ekim 2018 Çarşamba 12:57
Milli Savunma Bakanı Akar: Doğu Akdeniz'de yeni bir tacize asla müsaade etmeyeceğiz

ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, AA Editör Masası'nda AA Editör Masası'na konuk oldu, soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

<br class="k-br" />

"Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkartma girişimine" ilişkin, "Böyle bir karar tek taraflı alınabilir mi? Yunanistan’ın böyle bir karar alması durumunda Türkiye nasıl bir karşılık verecek?" sorusu üzerine Akar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de Türk Silahlı Kuvvetlerinin de bu konudaki tutumunun çok açık ve net olduğunu söyledi.

Akar, 8 Haziran 1995'te TBMM'de onaylanan karara atıfta bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kararı biz tekrar tekrar gündeme getirmek istemiyoruz. Fakat bunun arkasında olduğumuzu, herhangi bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletinin hak ve menfaatlerine aykırı bir karar alındığında buna karşı mutlaka gerekli tedbirlerin alınacağını bir kez daha belirtmek isteriz. Bizim samimi kanaatimiz iyi komşuluklarımızın sürdürülmesi. Herhangi bir şekilde birbirimizin haklarına tecavüz edilmemesi, anlaşmalara saygı gösterilmesi ve aklıselimin hakim olması dileğimiz ve temennimiz. Bütün bu iyi niyetimize rağmen herhangi bir şekilde anlaşmalara, uluslararası hukuka aykırı, iyi komşuluk ilişkilerine aykırı bir karar aldıkları takdirde de buna karşı ne yapacağımız açık ve net bellidir. Her türlü tedbirimiz vardır. Bu konuda hiçbir şekilde hiçbir oldu bittiye müsaade etmeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyorum. Aklıselimin hakim olmasını diliyorum."

"Barbaros Hayrettin Paşa gemimiz çalışmalarını sürdürmekte"

Doğu Akdeniz'deki arama çalışmalarına başlayan Barbaros Hayrettin Paşa gemisine Yunan savaş gemisinin tacizinin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı unsurlarınca engellenmesi hatırlatılarak, bölgede oluşabilecek olası gerginliklere karşı ne gibi tedbirler alındığının sorulması üzerine Akar, söz konusu araştırma gemisinin, uluslararası anlaşmalara, uluslararası hukuka tamamen uygun şekilde 16 Ekim'de bölgede sismik bir inceleme yapacağını, tamamen barışçıl amaçlarla orada bulunacağını bildirdiğini söyledi.

Akar, 18 Ekim'de bölgeye varan geminin, Yunanistan'ın bir savaş gemisi tarafından taciz edildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Buna karşı anında, zaten hazırlıklı olma nedeniyle, gerekli tedbirleri aldık. Şu anda bölgede bizim Barbaros Hayrettin Paşa gemimiz çalışmalarını sürdürmektedir. Bizim bölgedeki savaş gemilerimiz gerekli korumayı sağlamaktadırlar. Herhangi bir şekilde yeni bir tacize, oradaki çalışmalarımıza herhangi bir müdahaleye müsaade etmeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Burada kaynakların adil bir şekilde paylaşılmasından yanayız. Bu konuda varılan anlaşmalar, bazı çalışmalar var, bunların gerçekleştirilmesini istiyoruz."

Akar, Barbaros Hayrettin Paşa gemisini taciz eden savaş gemisinin fotoğrafını göstererek, "Bunun herhangi bir şekilde ikinci bir kez tekraren oradaki araştırma gemimizin tacizine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda gerekli hazırlıklarımız tamamdır. Buradaki gerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerekse KKTC'nin hak ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağımızı herkesin bilmesini almasını istiyoruz." dedi.

"Münasebetleri kendi iç politika endişesinden çıkartmalılar"

"Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve KKTC'nin yer almadığı hiçbir projenin bu bölgede başarı olmasının imkan ve ihtimali yok." vurgusunda bulunan Akar, komşulardan beklentinin, burada da her türlü provokasyonlardan uzak durulup, tehlikelerin yaratılmaması olduğunu kaydetti.

Akar, Türkiye ile Yunanistan arasındaki son dönemdeki ilişkilerle ilgili şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın, cumhurbaşkanları ve başbakanlarıyla münasebetlerinin bazılarına ben de tanık oldum. Gayet samimi, gayet yapıcı görüşmeler, konuşmalar yapılmaktadır. Bizim zaten taleplerimizin tamamında anlaşmalardan doğan haklarımızdan bahsediyoruz, uluslararası hukuka uygun şeylerden bahsediyoruz. Bunun dışında bir talebimiz hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Fakat bu konuda oradaki samimi temennilere rağmen daha sonra maalesef muhataplarımızın farklı açıklama ve uygulamalarına tanık olmaktayız. Herhalde bunun temel sebebi iç politika olsa gerekir. Yaklaşan seçimler var, seçimler olmasa dahi sürekli iç politika konusunda çok ciddi baskı altında olduklarını kendileri de ifade ediyorlar. Bunun olmaması lazım. Halklar iyi komşuluktan yana. Biz devamlı suretle yapıcı bir yaklaşım sergiliyoruz. Buna zaman zaman olumlu karşılık da gördüğümüzü söylemem lazım. Bunun dışında bazı siyasiler tarafından bazı zamanlarda bazı beyanlar iyi giden ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor. Komşumuzun Türkiye ile olan münasebetlerimi kendi iç politika endişesinden çıkartmasının orta ve uzun vadede çok yararlı olacağına inanıyorum."

"Bu hainlerden temizlendikçe bilakis güçlendik"

Akar, şubat ayında kuvvet komutanlarıyla kritik bölgelerde denetim ve incelemelerde bulunup, "Hem Afrin'de operasyon yapabilecek hem de aynı anda Ege'yi kontrol edebilecek güce sahibiz." yönünde verdiği mesajın anımsatılması üzerine şunları kaydetti:

"Silahlı Kuvvetlerimizin öncelikle caydırıcı olması konusunda gayretlerimizi sürdürüyoruz. Dolayısıyla herhangi bir şekilde sıcak bir çatışmaya dönüşmeden meselelerin görüşmeler yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yanayız. Bu konuda tavrımızı, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devletin bütün kademeleri de bu yönde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bunu bir kez daha ifade etmek gerekirse biz 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bazı sıkıntılar yaşadık. Fakat şunu gördük; biz bu hainlerden temizlendikçe bilakis güçlendik ve güçlendiğimizi hissediyoruz. Bizim şu andaki Türk Silahlı Kuvvetleri personeli kahramanlık ve fedakarlık göstererek bir taraftan terörle mücadelesini yurt dışında Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde devam ettiriyor, diğer taraftan da da 'mavi vatan' dediğimiz takriben 430 bin kilometrekarelik deniz alanımız var. Bu alanlardaki mücadelemizi de hak ve menfaatlerimizi koruyacak güçteyiz. Burada hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Kimse bizim gücümüzü, kuvvetimizi test etmesin. Barışçıl temaslarımızı geliştirelim, iki tarafın halkının da barış ve huzur içerisinde yaşamasına katkı sağlayalım."

'İdlib'de ateşkes ihlalleri yüzde 90 oranında azaldı'

Akar, daha önce gerginliği azaltma bölgesi olarak sunulan üç bölgenin rejim tarafından bir şekilde işgal edildiğine değinerek, şu bilgileri paylaştı:

"Aynı şeyin İdlib'in başına gelmemesi, oradaki masum insanların, 3,5-4 milyon civarında insan yaşıyor, bunların herhangi bir şekilde canlarına, mallarına zarar gelmemesi için sonuna kadar mücadele edeceğimizi çok açık bir şekilde ortaya koyduk. Soçi'de varılan anlaşma çerçevesinde 15-20 kilometrelik koridorda 10 Ekim'e kadar ağır silahların çekilmesi ki bu büyük ölçüde tamamlandı. Tamamına yakını tamamlandı diyebiliriz. Ayrıca radikal unsurların da 15 Ekim'e kadar çekilmesi konusunda mutabakata varıldı."

Ayrıca uygun bir yerde müşterek harekat merkezinin kurulması, bu merkezde Ruslar ile Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının birlikte çalışmasıyla buradaki ateşkesin sürdürülmesi konusunda mutabık kalındığını aktaran Akar, "Şu ana kadar yapılan uygulamalarda ağır silahların büyük bir bölümü bu bölgeden (İdlib) çekildi. Radikallerin büyük bölümü çekildi ve ateşkes ihlalleri şu anda yüzde 90 oranında azaldığını hem biz görüyoruz, muhatabımız Rus dostlarımız bunu ifade ediyorlar." diye konuştu.

"Rusya Savunma Bakanı Şoygu ile görüşeceğiz"

Bakan Akar, böylelikle radikalleşmenin de önüne geçtiklerine, göçe karşı bir tedbir aldıklarına işaret ederek, koordineli devriyelerin de Ruslarla beraber yakın bir zamanda bölgede başlayacağını kaydetti.

Akar, İdlib'deki sürece ilişkin, "Cumartesi günü, aksilik olmazsa, Rusya Savunma Bakanı Şoygu ile bu ve diğer konuları daha teferruatlı görüşme imkanı bulacağız ve dolayısıyla buradaki çalışmalarımızın daha başarılı şekilde sürmesini bekliyoruz." dedi.

"Terör koridoruna asla ve kat'a müsaade etmeyeceğiz"

Kazılan çukurlar meselesinin PKK/YPG terör örgütünün uyguladığı bir taktik olduğuna değinen Bakan Akar, terör örgütünün daha önce de bazı yöntemler uygulamaya çalıştığını ama hüsrana uğradığını, olanlardan da ders çıkarmadığına işaret etti.

Bakan Akar, terör örgütünün aynı şekilde Afrin'de de kazdıkları çukurlara gömüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Tekraren, ısrarla bu faaliyetlerini Münbiç'te de tekrarlıyorlar. Konuyu yakinen takip ediyoruz, konunun bilgisine ve değerlendirmesine sahibiz. Burada yeri ve zamanı geldiğinde, gerekli tedbirleri aldık, alacağız. En üst düzeyde, Sayın Cumhurbaşkanımız dahil bütün kademelerde bunu telafuz ettik, ifade etmeye devam ediyoruz; hiçbir şekilde Türkiye'nin güneyinde terör koridoruna asla ve kat'a müsaade etmeyeceğiz. Böyle bir şey söz konusu değil. Bunu terör örgütünün tepesindekiler anladılar, alttakiler de anlayacaklar. Anlamadıkları takdirde o çukurlara gömülecekler. Bundan herhangi bir şüphemiz, tereddütümüz söz konusu değil. Burada bizim beklentimiz, Amerikalılarla, müttefiklerimizle yaptığımız çalışmaların sonucunda YPG'nin, PKK'nın, terörist unsurların tamamen Münbiç'i terk etmesi. Burada yerel yönetimde mevcut PKK/YPG'liler var, onların oradan tamamen ayrılması ve yerel yönetimin tamamen yerli halkın yönetimine verilmesi."

Hulusi Akar, Münbiç'in gerçek sahibi yerli halkın bir an önce güven içinde evlerine dönmesini sağlamayı hedeflediklerini vurgulayarak, çalışmalarını bu yönde olduğunu bildirdi.

"Herkesin iyiliği için olacağına inanıyoruz"

Milli Savunma Bakanı Akar, "Geldiğimiz noktada Rusya ile İdlib'de, ABD'yle Münbiç'te bir çalışma yürütülüyor. Avrupa'yla da 27 Ekim'de bir zirve yapılacak Türkiye'de. Bunu nereden nereye gidecek bir sürecin aşamaları olarak görüyorsunuz? Anayasal düzene geçilmesiyle alakalı bir çabanız, gayretiniz var mı bu yönde? Suriye yerel halkından tavsiyede, telkinde bulunduğunuz gruplar da var mı Türkiye olarak?" şeklindeki soru üzerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu konudaki çalışmalarının daima haktan, hukuktan, doğrudan ve barıştan yana olduğuna işaret etti.

Her aşamada, sadece Suriye'nin değil bütün komşuların toprak, siyasi bütünlüğüne saygılı olduklarını Türkiye olarak tekrar tekrar dile getirdiklerini anımsatan Akar, "Bizim için önemli olan husus kendi ülkemiz ve milletimizin güvenliği. Temel gayretimiz buna yönelik. Bu manada da Türkiye'nin güvenliğine, ülkemizin, milletimizin rahatını, huzurunu tehdit edecek, risk ve tehdit teşkil edecek herhangi bir terör koridoruna asla müsade etmeyeceğimizi, bunun için yapılması gereken ne ise bunların hepsini yapacağımızı tekrar tekrar ifade ettik, aynı noktadayız." diye konuştu.

'3 bin radikal DEAŞ terörist etkisiz hale getirildi'

Türk Silahlı Kuvvetlerince gerçekleştirilen Cerablus, El Bab ve Fırat Kalkanı harekatlarından sonra bölgedeki duruma ilişkin Akar, hamiyetperver, asil Türk milletinin sadece teröristle savaşmakla kalmadığını, oradaki masum insanların, çevrenin, dini ve tarihi yapıların korunması, altyapının hazırlanması konularında çok ciddi fedakarlıklarda bulunduğunu belirtti.

Akar, "Fırat Kalkanı Harekatı'nda 2 bin kilometreye varan alanı teröristlerden temizledik, 3 bin radikal DEAŞ teröristi orada etkisiz hale getirildi." bilgisin paylaştı.

Afrin'de de faaliyetlerini yoğun şekilde sürdürdüklerini belirten Akar, oradaki halkın rahatı, huzuru ve güveni için yatırımların, alt yapı çalışmalarının devam ettiğini aktardı.

"Uluslararası kuruluşlar verdikleri sözü tutmadı"

Afrin'de de 5 bine varan teröristin etkisiz hale getirildiğine değinen Akar, teröristlerden temizlenerek güvenliği sağlanan yerlerde şu ana kadar 300 bine yakın Suriyelinin kendi evlerine ve topraklarına döndüğünü, bunun devamı için de gerekli desteğin sağlandığını bildirdi.

Bakan Akar, mayın ve el yapımı patlayıcıların temizlenmesi dahil bütün faaliyetlerin devam ettiğini vurgulayarak, "Birleşmiş Milletler ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlar ile bizim AFAD, Kızılay gerekli temasları sürdürüyorlar. İnsani yardımların da eksiksiz, aksaksız sürdürülmesine gayret gösteriyoruz. Bu konuda hala birtakım sıkıntılarımız var. Bunları da gidermek için uluslar arası kurum ve kuruluşlar verdikleri sözleri tam olarak yerine getirmediler, getirmiyorlar. Bunların yerine getirilmesi tekrar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin omuzlarında kalıyor. Bunu da kardeşlerimize yardım anlamında isteyerek yapmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

"377 bin 410 vatandaş belgesini teslim etti"

Milli Savunma Bakanı Akar, bedelli askerlik uygulaması için yapılan başvurulara ilişkin de "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine bedelli askerlik uygulamasına geçildi. Şu ana kadar 672 bin 306 gencimiz e-Devlet üzerinden müracaatlarını gerçekleştirdi. Bunlardan dekontlarını askerlik şubelerine teslim eden arkadaşlarımızın sayısına geldiğimizde, bugün itibarıyla 377 bin 410. Bizim tahminlerimiz 400 bin civarındaydı. Geçmişteki uygulamaları dikkate aldığımızda, 400 bin civarında diye bazı yerlerde bunu telaffuz ettik. Şu anda normal seyri takip ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Müracaatlar konusunda askerlik şubelerinde yaşanan sıkıntıların aşılması için gerekli talimatlarını verdiğini anlatan Bakan Akar, "Askerlik şubelerimiz gerekli yerlerde 24 saat görev yapacaklar. 3 Kasım'dan önce bütün müracaatların bitmesini sağlayacağız. Son tarih 3 Kasım. O tarihe kadar bu gerçekleşecek ihtiyaç olan yerlerde. Kimse burada sıkıntı çekmesin. 3 Kasım'dan sonra herhangi bir şekilde süre uzatma gibi bir durum söz konusu olmasın diye herkesin 3 Kasım'a kadar çalışmalarını bitirmelerini bekliyoruz. Bu konuda bize düşen neyse bunları arkadaşlarımızın yapması için gerekli talimatı verdik. Yetkili arkadaşlarım, gerekli tedbirleri aldılar." ifadesini kullandı.

"Herkesin en uygun zamanda askerlik yapmasını umuyorum"

Bakan Akar, yeni askerlik sistemi çalışmalarına da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bununla ilgili yoğun bir çalışma içindeyiz. Çalışma epey ilerledi. İlgili kurum ve kuruluşlarla gerekli temaslarımızı sürdürüyoruz. Sosyal boyutu, siyasi boyutu dahil askerlik noktasından baktığınızda neler yapabiliriz... Çalışmamızı bitirmek üzereyiz. Burada öğretmen, hakim, doktor, akademisyen, sporcu arkadaşlarımız, gençlerimiz var. Bunların kendi meşguliyetlerini de dikkate alarak, onu da hesaba katarak en iyi, optimal çözüm ne olabilir. Çalışmamızı çok kısa bir süre sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza takdim edeceğiz. Aldığımız talimat çerçevesinde de herkesin en uygun zamanda askerlik yapmasını sağlayan bir sistemi umuyorum, diliyorum yakın bir gelecekte yürürlüğe sokmaya çalışacağız."

Yeni askerlik sisteminde meslek gruplarına yönelik bir düzenlemenin yapılıp yapılmayacağı konusunda da Akar, "Bu askerlik hizmetinin yapılmasının optimal bir çözümü. Bir taraftan biz gençlerimize askerlik bilgi ve tecrübesini kazandırırken diğer taraftan onların yaptığı meslek gruplarındaki çalışmalarının olumsuz etkilenmesini engellemektir. Öyle bir çözüm geliştirelim ki hem askerlik hizmetini yapabilsinler hem askerlik eğitimini, öğrenimini alabilsinler hem de kendi mesleklerindeki çalışmalarını aksatmadan sürdürebilsinler. Örneğin, yurt dışında okuyan, yurt dışında çalışan bir akademisyen eğer askerlik hizmetini yapmak istiyorsa biz o zaman bunları onların yaz tatillerine bunu denk getirelim diyoruz. Orada onlara bir zaman ayıralım diyoruz. Oradaki çalışması da herhangi bir şekilde sekteye uğramasın. Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli güç unsurlarının en etkin şekilde kullanılabilmesi, mesele bu." diye konuştu.

"Uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçişte kontenjanlar ve geçiş oranları yükseltildi"

Hulusi Akar, uzman çavuşların özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin de kahraman ve fedakar uzman erbaşların yaptıkları görevlerin karşılığının maddi olarak verilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

Uzman erbaşların, görevlerini büyük fedakarlık içinde yapıklarını ve kahramanlık gösterdiklerine işaret eden Akar, "Yurt içinde ve sınır ötesinde kendilerine verilen görevleri büyük bir azim ve kararlılıkla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edecekler." dedi.

Akar, şu görüşlerini paylaştı:

"Dolayısıyla biz elimizden geldiğince, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imkanları ölçüsüne en etkin şekilde bunun karşılığını sağlamaya çalışıyoruz. 1 Ocak 2018'de ödeme kararnamesi yayımlandı. Orada birtakım maddi iyileştirmeler yapıldı uzman erbaşlarımızla ilgili. Daha sonra onların zati demirbaş silah meselesi vardı, o çözümlendi. Konutlardan faydalanma oranları yükseltildi ve ayrıca uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş konusunda hem kontenjanlar hem geçiş oranları yükseltildi.

Uzman erbaşlarımızın özellikle büyükşehirlerde Ankara, İstanbul, İzmir'de orduevi ihtiyaçları var, misafirhane ihtiyaçları var. Bu konuda ilk geldiğimiz günden itibaren arkadaşlarımızla beraber yoğun bir çalışma içine girdik ve belli binaları tespit ettik. Bu konudaki çalışmalarımız son aşamaya geldi, özellikle Ankara bitmek üzere. Önümüzdeki günlerde inşallah hizmete açılmasını hep birlikte göreceğiz. Dolayısıyla diğer Türk Silahlı Kuvvetleri personeline olduğu gibi uzman erbaşlarımız için de sivil memurlarımız için de işçilerimiz için de gerçekten imkanlar ölçüsünde en etkin şekilde onların hizmetlerine karşılık yapılabilecek ne varsa onları yapmaya çalışıyoruz."

"Ortak düşmanlarımız var"

Milli Savunma Bakanı Akar, Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Aleksis Çipras'ın Yunan karasularına ilişkin kararnameye müdahalesiyle ilgili de "Biz komşumuzun aklıselim çerçevesinde davranmasını bekliyoruz. Anlaşmalarımız var. Uluslararası teamüller var. Halklarımızın beklentileri var. Halklarımız arasında iyi ilişkiler var. Karşılıklı ekonomik menfaatlerimiz var. NATO içinde müttefikiz. Ortak düşmanlarımız var. Bizlere karşı ortak tehdit ve riskler var. Bunların hepsini değerlendirmek suretiyle aklıselimle hareket etmelerini bekliyorum." değerlendirmesini yaptı.

Anahtar Kelimeler:
Türkiye
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.